7’den 77’ye gönülleri fetheden sanatçı: Barış Manço
Anadolu rock ve pop müziğinin değerli isimlerinden müzisyen, besteci, ilahiyatçı ve televizyon programcısı Mehmet Barış Manço, aramızdan ayrılışının 24. yılında anılıyor.
İsmail Hakkı Manço ile Türk sanat müziği sanatçısı Rikkat Uyanık’ın iki çocuğundan biri olan sanatçı, 2 Ocak 1943’te Üsküdar’da doğdu.
Başarılı sanatçı, 3 yaşındayken anne ve babası ayrılınca çocukluğunu babasıyla geçirdi.
Manço, Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’ndan mezun olduktan sonra Galatasaray Lisesi’ne girdi. 1958 yılında Galatasaray Lisesi’nde okurken “Barış Manço ve Kafadarlar” adıyla ilk grubunu kuran sanatçı, “Dream Girl” adıyla ilk bestesini yayınladı.
Müzik hayatındaki ilk konserini Galatasaray Lisesi konferans salonunda veren sanatçı, 10. sınıftayken babasını kaybetti.
Barış Manço, babasının ölümü üzerine Galatasaray Lisesi’nden ayrıldı ve Şişli Terakki Lisesi’ne girdi.
İlk plağını 1962’de çıkardı.
45’lik ilk plağını 1962’de “Harmoniler” grubuyla çıkaran Manço, henüz 19 yaşındayken çıkardığı bu albümde “Twist in USA” ve “The Jet” adlı İngilizce sözlü iki şarkı kaydetti. .
Bu albümden bir yıl sonra usta sanatçı, Belçika’daki ağabeyi Savaş Manço’nun yanına giderek Belçika Güzel Sanatlar Akademisi’ne kaydoldu. Okulda fotoğrafçılık, grafik, tasarım ve iç mimarlık eğitimi alan Manço, gece bekçiliği ve garsonluk yaptı.
Müzikle bağını koparmayan sanatçı, verdiği bir röportajda kendisini şöyle tanımlamıştır:
“Barış Manço şarkı söylüyor, ikincisi çocuk programı yapıyor, üçüncüsü dünyayı geziyor. Bu toplum beni ben şarkı söylerken tanıdı, çocuklarla ilgilenirken beni yeniden tanıdı, onlar da beni manço olarak tanıdı.” dünyayı dolaşıp başka insanları anlatan insan.Ben bu dünyaya müzisyen olarak gelmedim.Bu benim ilk işim.Buraya fikirlerimi bu dünyaya aktarmak için geldiğime inanıyorum. Bu fikirler bazen müzikle birlikte daha hoş, daha sevecen ve daha güzel olarak algılanır. Bu yüzden bana verilen bu nimeti kullandım.”
Barış Manço da bir süre yabancı müzisyenlerden oluşan “Wild Cats” grubuyla çalıştı. Sanatçının 1964 yılında doldurduğu biri İngilizce, ikisi Fransızca olmak üzere üç şarkısı Fransa’da yayınlandı.
1965’te Paris’te giriş yaptı
12 Ocak 1965’te Paris Olympia’da konser veren sanatçı, 1967’de Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in liderliğindeki “Kaygısızlar” grubuyla “Kol Düğmeleri”ni çıkardı.
Dönemin düzenleme modasına tepki gösteren Barış Manço, “Kızılcık Oldu mu?”, “Derule”, “Eyelashes Ok Ok Eyle” türkülerini rock’n roll ve twist tarzında seslendirdi. “Sychedelic” müzik akımından etkilenen Manço ve grubu, “Don’t Cry” şarkısıyla başarıya ulaştı. “Altın Plak” ödülü kazanan albümün ardından Barış Manço ve Kaygısızlar Fransa’ya gitti. Plak yapılmasına rağmen albüm uzun süre çıkmadı ve Kaygısızlar ile yollarını ayıran sanatçı 1970 yılında Türkiye’ye döndü.
Barış Manço’nun 1970 yılında bestelediği “Dağlar Dağlar” adlı parçanın yer aldığı plak, kariyerinde bir dönüm noktası oldu ve sanatçıya Platin Plak Ödülü kazandırdı. Dönemin ünlü müzisyenlerinden Cüneyd Orhon’un eşlik ettiği plak kısa sürede 700 bin adet sattı.
Bir dönem “Moğollarla” da çalışan Barış Manço’nun Anadolu gezisi sırasında otobüsüne dinamitle saldırı düzenlendi. Manço’nun saçlarının uzun olması nedeniyle gerçekleştirildiği iddia edilen saldırıda sanatçılar yaralanmadı.
Müzisyenlerden birinin yabancı uyruklu olması nedeniyle Antalya’da tutuklu bulunan Barış Manço, ilk duruşmada tahliye oldu.
İlk İngilizce albümü Barış Manço’yu 1976’da çıkardı.
Barış Manço, Moğollarla yollarını ayırdı ve “Kurtalan Ekspresi”ni kurdu. Adını İstanbul’dan Güneydoğu’ya giden trenden alan kümeye Murat Ses, Işık Moray, Celal İnanç, Özkan Uğur ve Engin Yörükoğlu dahil oldu. Ayrılan gruba bir süre sonra Manço’nun uzun yıllar birlikte çalışacağı Ahmet Güvenç ve Bahadır Akkuzu da dahil oldu.
Askerliğini Polatlı ve Amasya’da yedek subay olarak yapan Manço, askerlik görevinin ardından Kurtalan Ekspresi ile Anadolu turuna çıktı.
İlk yıllarında kısa saçlarıyla sahneye çıkan usta sanatçı, uzun saçları, otantik kıyafetleri, Türkiye’de herkesin hafızasına kazınan bilezik, yüzük ve kemerlerle tasarladığı imajıyla büyük ilgi gördü.
Barış Manço’nun ilk LP’si “2023” 1975 yılında yayınlandı. “Progressive rock” etkisindeki albümde, sanatçının Cumhuriyetin 100. yılı anısına bestelediği enstrümantal müziği “2023” ve “Yine Yol” şarkıları yer alıyor. Göründü Gurbete” ve “Yol Verin Ağalar Beyler” beğeni topladı.
Yurtdışında başarılı olmayı hedefleyen Manço, Belçika’ya giderek 1976 yılında ilk İngilizce albümü Barış Manço’yu çıkardı.
1979 yılında “Yeni Bir Gün” albümünü müzikseverlerin beğenisine sunan sanatçı, “Hey” dergisi tarafından “Yılın Erkek Sanatçısı” ve “Yılın Albümü” ödüllerini almıştır. Aynı yıl Anadolu turnesinin tüm gelirini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisi için bağışlamış, daha sonra Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Kıbrıs’ta konserler vermiştir.
Kariyeri boyunca birçok albüme imza attı.
24 Ağustos 1979’da Edirne’de Belçika’daki konser dönüşü trafik kazası geçiren Manço, bir süre sahnelerden uzak kaldı.
1981 yılı sonunda Barış Manço, gerçek albümü “Sözüm Mahalleten Dışı”nı müzikseverlerin beğenisine sundu.
“Gül Pembe”, “Ali Muharrir Veli Bozar” ve “Alla Beni Pulla Beni” ile “Dönence” şarkılarının da yer aldığı albümdeki şarkıların birçoğu denetime takıldıktan sonra televizyon ve radyoda çalınamadı. Bir süredir TRT yönetim kurulunda.
Halkla kurduğu bağı 1983’te “Estağfurullah Ne Haddimize”, 1985’te “24 Ayar”, 1986’da “Sahibinden Gazetecitan” albümleriyle pekiştiren Manço, 1989’da “Darısı Başına”, 1992’de “Mega Manço”, 1995 yılında “Mega Manço” ve 1996 yılında “İzninizle Çocuklar” ve “Live in Japan” albümlerini çıkardı.
Manço, müzikte açtığı yolun yanı sıra müzikal sözleriyle de kültür hayatına değerli katkılar sağlamıştır.
Pek çok müziğinin son kıtasında kendi adına yer veren sanatçı, eserlerinde unutulan bedelleri hatırlatmış, toplumsal konulara ve ailenin değerine dikkat çekmiştir.
Barış Manço’nun 1970 yılında kısa bir evliliği oldu. 1979 yılında evlenen Lale Çağlar’ın “Doğukan Hazar” ve “Batikan Zorbey” adında iki oğlu oldu.
10 yılın getirdiği program “7’den 77’ye” seyircisiyle
İçindeki çocuğu asla kaybetmediğini her fırsatta aktaran usta sanatçı, yönetmenliğini Oksal Pekmezoğlu’nun yaptığı 1975 yapımı Baba Bizim Eversene adlı filmde başrol oynadı.
Barış Manço, 1988 yılında “7’den 77’ye” adlı programını TRT yönetimine kabul ettirmeyi başardı. Çocuklara “İkinci Kahvaltı” nasihat ettiği “Adam Olacak Çocuk” programında, yaşlıya saygının önemine dikkat çektiği, dünyayı gezdiği “Dönence” ve Türkiye’yi gezdiği “Dere Tepe Türkiye” yer aldı. Program 1988-1998 yıllarında 10 yıl boyunca her Pazar öğlenden önce TRT 1’de yayınlandı, ardından TGRT ve ATV’de seyirciyle buluştu.
1991 yılında BBC’de yayınlanan bir röportajda Türkiye’nin bazı ülkeler tarafından “sözde Avrupalı” ülke olarak görüldüğünü vurgulayan sanatçı, “Ülkeleri Türk dostu olan ve olmayan ülkeler olarak ayırıyoruz. kendimizi dünyanın merkezi olarak görüyoruz. (İngiltere) Dostumuz değil. Hayır. Tarihe döndüğümüzde dostumuz değil, hayır. Birinci Dünya Savaşı’na gidersek Arabistanlı Lawrence’ı bilirsiniz.” Mimikleri dikkatini çekti.
“Türk televizyonunun ilk gezgini” olarak gösterilen sanatçı, “çağdaş halk ozanı” olmasının yanı sıra 5 kıtada 140 bölgede yaklaşık 800 bin kilometre yol kat etti.
Manço, 1990 yılında Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya’ya gelişinin 100. yıl dönümünde düzenlenen “Türk-Japon dostluğu” etkinlikleri için gittiği Japonya’da büyük bir coşkuyla karşılandı. Müziklerinde Japonca kelimelere de yer veren unutulmaz sanatçıya “Min-On Foundation Yüksek Onur Madalyası” verildi. Manço, konser kaydını da burada “Live in Japan” adıyla yayınladı.
40 yılda 200 beste yazdı.
Cumhuriyet’in 100. yıl dönümünün kutlanacağı albümlerinden birine “2023” adını veren Barış Manço, bir röportajında ”Birkaç hayalim var, 80 yaşında elimde baston var” demişti. , belki kolumda Doğukan, onun yardımıyla 2023’ü sahnede ve senfoni orkestrasında çaldıracağım. İdeallerimden biri.” dedi.
Müzik hayatından söz ettiği “40. Yıl”ın müziklerini besteleyen Barış Manço, bir döneme damgasını vuran müziği yine aranje edip seslendirdi.
31 Ocak’ı 1 Şubat 1999’a bağlayan gece saat 23.30 sıralarında tansiyonunun aniden düşmesi sonucu sanatçının durumu kötüleşti. Ambulansla Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi’ne götürülen 56 yaşındaki Barış Manço kurtarılamadı. müdahalelere rağmen.
Barış Manço, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle Kanlıca Mezarlığı’na defnedildi.
40 yıla yaklaşan sanat hayatında 200 beste besteleyen, ulusal ve uluslararası birçok ödüle layık görülen sanatçının aldığı ödüllerden bazıları şöyle:
1980’de “Altın Orpheus” Ödülü, 1987’de “Belçika Kültür Elçisi”, 1991’de “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı”, “Hacettepe Üniversitesi Fahri Doktora ve Japonya Soka Üniversitesi Kültür ve Barış Ödülü”, “Belçika Krallığı” 1992 yılında II. Leopold Nişanı” ve “Fransız Kültür, Edebiyat ve Sanat Bakanlığı Şövalye Nişanı”, 1994 yılında Kocaeli Üniversitesi Barış Diploması, 1995 yılında Türkmenistan Cumhurbaşkanlığından Türkmen vatandaşlığı, 1995 yılında Pamukkale Üniversitesi’nden fahri doktora, “Japonya Min-On Vakfı” “1995 yılında Yüksek Şeref Madalyası”, 1997 yılında “Belçika Liege Prensliği Fahri Vatandaşlık Belgesi”